Demirtaş'tan "ilkesel ittifak" çağrısı: "Çözüm zemini demokrasi"
"Kürtler, Aleviler, muhafazakârlar, sosyalistler, Atatürkçüler, demokratik milliyetçiler dahil her kesimden liyakatli kadrolar, demokrasi ortak paydasında yan yana durarak, el ele vererek birlikte hareket etmeyi başarabilmelidir."
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Yüksek Dairesi ve Anayasa Mahkemesi (AYM) kararlarına karşın yaklaşık beş yıldır Edirne Cezaevi'nde tutulan eski Halkların Demokratik Partisi (HDP) eş genel başkanı Selahattin Demirtaş, T24'e "İlle de demokrasi" başlıklı bir yazı yazdı.
Demirtaş, yazısında 2023'te yapılması planlanan seçimler ve HDP'nin ittifaklara ilişkin yaklaşımına dair değerlendirmeler yaptı.
"Türkiye, tarihinin en önemli seçimine doğru adım adım yaklaşırken siyaset arenası da doğal olarak giderek hareketleniyor" diyen Demirtaş, "Seçimleri bu denli önemli kılan birçok neden var. Bunların başında da Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sisteminin bir sistem değişikliğinden öte, bir rejim değişikliğini hedefliyor, daha doğrusu dayatıyor olmasıdır" ifadelerini kullandı.
Demirtaş, Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) iktidarının "otoriter rejimi kalıcı ve kurumsal hale getirmeye çalıştığını" belirtip "Bir seçim daha kazanır ve halk desteğiyle kendisine meşruiyet sağlamayı başarırsa otoriter rejimin kurumsallaşması tehlikesi güçlenmiş olur. Bu durumda Türkiye, önümüzdeki onlarca yılı daha karanlık bir mecraya sürüklenerek geçirir" dedi.
Seçimi demokrasi güçlerinin kazanması durumunda ise "Cumhuriyet'in yüz yıllık birikmiş sorunlarını demokrasi içerisinde çözme imkânının ortaya çıkacağına" vurgu yapan Demirtaş, "Sanırım tarihimizdeki hiçbir seçim, bağrında bunca ciddi tehlikeyi ve fırsatı bir arada taşımamıştır" diye yazdı.
"HDP taktik yapmıyor"
Seçim yoluyla demokrasiyi kazanma fırsatının yüz yıldır ilk kez ortaya çıktığını söyleyen Demirtaş, muhalafete ilişkin önerilerini ve eleştirilerini şöyle yazdı:
"AKP ve Erdoğan'ın demokrasiye yönelme gibi bir niyetinin, kapasitesinin ve isteğinin olmadığı anlaşılıyor. Peki muhalefetin bu kapasitesi ve niyeti var mı? Muhalefetin tamamını ele aldığımızda, bu soruya gönül rahatlığıyla 'evet' diyemiyoruz. Bunun da bizce haklı nedenleri var. Çünkü muhalefet demokrasiyi, demokratikleşmeyi halen taktiksel bir yaklaşımla ele alıyor, stratejik bir hedefe dönüştürebilmiş değil.
Görebildiğim kadarıyla, HDP bu açığı kapatabilmek ve tartışmayı ana eksene, demokratikleşmeye oturtabilmek için bir tutum belgesi açıklamaya hazırlanıyor. HDP'nin bu siyasi hamlesini yakından ve ciddiyetle takip etmek gerekir. İktidar ve muhalefet dâhil tüm siyasi güçlerin, HDP'yi ve açıklayacağı ilkeleri ciddiye almasında, Türkiye'nin geleceği için büyük yarar var. Çünkü demokratikleşme konusunda HDP'nin şakası yok, HDP blöf yapmıyor, taktik yapmıyor. HDP'nin demokrasi ilkelerini ciddiyetle ele alıp tartışmaya yanaşmayacakları, HDP de asla ciddiye almayacaktır.
"Bunun ne anlama geldiğini görmek için seçim gününü beklemeye gerek yok. Peşinen söyleyelim, HDP'yi ciddiye almayanlar, demokrasiyi stratejik bir hedefe ve programa dönüştürmeyenler kaybeder. Bizler demokrasi ve özgürlük mücadelesi için direnmeye, çabalamaya devam ederiz. Ama başkaları ne yapar, bilemeyiz.
"Son olarak şunu da belirteyim, seçimler tüm sorunlarımızı sihirli bir değnekmiş gibi çözmeyecek, sadece güçlü bir çözüm zemini yaratacak. O zemin de demokrasidir. Eğer demokrasiyi kuramayacaksak sorunlarımızı çözme fırsatını da yakalayamayız.
İlkesel protokol önerisi
"Yapılacak asıl işler seçim sonrasına ilişkindir. İşte muhalefetin topluma bu konuda güven vermesi çok önemlidir. Yani seçilecek yönetim, bir süre sonra devleti ele geçirip kendisinden başka tüm kesimleri yok saymayacağını, ezmeyeceğini kesin olarak güvence altına alan bir program açıklamalı, gerekirse kamuoyu huzurunda ilkesel protokol imzalamalıdır.
"Ayrıca iktidar asla tek bir siyasi çizgiye veya kişiye dayalı olmamalı, Cumhuriyet ve devlet yeniden inşa edilirken yüz yıl önceki hatalar tekrarlanmamalı; Kürtler, Aleviler, muhafazakârlar, sosyalistler, Atatürkçüler, demokratik milliyetçiler dahil her kesimden liyakatli kadrolar, demokrasi ortak paydasında yan yana durarak, el ele vererek birlikte hareket etmeyi başarabilmelidir. Demokrasinin kurumsal ve kalıcı hale gelmesinin biricik yolu budur. Önce ilkeler, sonra ilkesel ittifaklar."