Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın: S-400'den geri adım atmayız
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, son dönemde 14 binin üzerine çıkan vaka sayılarıyla birlikte merak edilen konuların başında gelen "Tekrar kapanma olur mu?" sorusuna yanıt verdi.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Haber Global ekranlarında yayınlanan Candaş Tolga Işık'ın sunduğu Az Önce Konuştum programında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Kalın; koronavirüs salgının yanı sıra Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nin bastığı puldan, Biden'ın Cumhurbaşkanı'nı aramasına kadar gündemdeki konularla ilgili değerlendirmede bulundu.
2 Mart'ta geçilen normalleşme süreciyle birlikte koronavirüs vakalarının 14 binin üzerine çıkmasıyla "Tekrar kapanma olur mu?" sorusu da sorulan Kalın, vaka sayıları ve vefatların artması durumunda yeniden kapanma ihtimalinin olduğunu söyledi.
Kalın'ın açıklamalarında öne çıkanlar şöyle:
'Pul skandalı düzeltilmezse neticesi sert olur'
-Bu harita büyük bir hata ve Türkiye'ye yapılan saygısızlıktır. Bunu kabul etmemiz mümkün değil. Başkonsolosluğumuz hemen irtibata geçip bunu sorgulamıştı. "Resmi bir bağlayıcılığı yok" diye dönüş sağlandı. Hükümet bunu derhal düzeltmeli. Düzeltmediği takdirde neticesini en sert biçimde alır.
'Biden neden Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı aramıyor' tartışmaları
-Biraz ağır olacak ama bu durum eski dönemlerin aşağılık komplekslerini çağrıştırıyor. Biz bunu bu kadar önemsemiyoruz.
'S-400'den geri adım atmayız'
-Burada durup dururken Türkiye ben onu değil bunu almak istiyorum demedi. Burada bir ihtiyaç var onu almak istiyorum dedi. Biz Türkiye olarak S-400'lerden geri adım atmayız. Kararlılığımız devam ediyor. S-400'ler F-35'lere tehdit teşkil etmez. Bu tartışmaların teknik değil siyasi bir tartışma olduğunu görüyoruz. Türkiye olarak biz de diyoruz ki "Gelin siyasi olarak çözelim". CAATSA yaptırımları anlamsız ve işlevsizdir. Bu tehdit dilleri bizi etkilemez.
Yeniden kapanma olur mu?
-Vaka sayıları ve can kayıpları artarsa yeniden kapanma ihtimali var. Devletin aldığı tedbirlere vatandaş uyum sağlarsa anlamlı. İstediğimiz aşılama süreci zaman alacak. Tedbirleri elden bırakmadan yolumuza devam etmeliyiz. Bireysel olarak her ihmal toplumu etkiler.
'AB ile kopmadık'
-Avrupa ile hiçbir zaman kopmayacağız. Bu süreçte inişli çıkışlı dönemler oldu. Türkiye perspektifinde bir daralma yaşadı Avrupa. Washington'dan emir alan bir Avrupa var. Avrupa kendi coğrafyasını bırakıp oraya bakıp perspektif belirlemesi küresel açıdan olumsuz hale getiriyor.
'400 bin Suriyeli mülteci ülkesine döndü'
-18 Mart Göçmen anlaşması güncellenmesi gerekiyor. AB'den destek gelse de gelmese de biz göçmenlere desteğimizi sürdüreceğiz. Türkiye'den 400 bine yaklaşık kişi güvenli olan bölgeye döndü. Gümrük Birliğinin güncellenmesinin zamanı geldi. Hem AB hem de Türkiye ekonomisi için önemli bir güncelleme. Ancak hemen olacak bir iş değil, 3-4 yılı bulabilir. Bu süreç piyasalara bile önemli katkı sağlayacak. Vize serbesti de konuşulması gerekenler arasında.
-Avrupa siyaseti Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bölgede etkin aktör olduğunu biliyor. Avrupa'nın aklı başında siyasi aktörleri bunu biliyor ve görüyorlar. Macron sorunları çözelim daha sık görüşelim anlayışıyla görüştü. Cumhurbaşkanı Erdoğan da bu yaklaşımı olumlu buldu. Fransa ile Libya konusunda çok farklı noktalardan bu noktaya geldik. Libya halkı 2,5 yıldır süren savaşa karşı artık rahatsız. Bölgede Libya'da ulusal bir ordu kurulması gerekecek. Biz bu konularda destek vereceğiz. Libya, Türk firmaları önemli işbirliğine girecek. Türkiye Avrupa ile her konuda anlaşamayabilir. Ancak karşılıklı çıkar ve saygı çerçevesinde bu durumu yürütebiliriz.
'Kadına şiddet uygulayanlara öyle ceza uygulamalıyız ki bir daha insan içine çıkamasın'
-Kadına yönelik şiddete öyle bir ceza uygulamalıyız ki yapan kişi bir daha insan içine çıkmasın. Bu sadece hukuk olarak değil. Kültürel ve sosyal olarak da bu önemli. Hukuk ile kamuoyu vicdanı bu noktada buluşmalı. Bir şeyi şiddet yoluyla ele geçirmek, erkekliğini test etmek gibi rezil durumlar toplum meselesi. Biraz daha oturup tefekkür ederek düşünmek lazım. Daha iyisini nasıl yapabiliriz? Bunları bireysel ve toplum olarak düşünmeliyiz. İyi güzel kavramlarını unuttuk. Güzel deyince bir anda estetik kozmetik geliyor. Anlamın kendisi anlamsız olmaya başladı. Bir şeyleri daha iyi daha doğru yapabiliriz.