Buldan: Derin yoksulluk en çok kadınları etkiledi
Kadın Meclisi toplantısında konuşan HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan: "Beşli çetelerin, yandaş vurguncuların ekonomisinin büyüdüğünü biliyoruz. Fakat halkın lokması her gün küçüldüğünü de biliyoruz."
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, Kadın Meclisi toplantısında konuştu.
Konuşmasına cezaevindeki kadın mahpusları selamlayarak başlayan Buldan, “Bu yola birlikte çıktık, birlikte mücadele ettik ve mücadelemizi bugünkü güçlü konuma birlikte taşıdık. Eşit, adil, demokratik bir yaşamı kadın mücadelemizle hep birlikte inşa etmek için bu zaferi yakalamak zorundayız” dedi.
Buldan’ın konuşmasından satırbaşları şöyle:
"Derinleşen yoksulluk, artık sefalet gerçekliğine dönüşmüştü. Derin yoksulluk en çok da kadınlar üzerinde yoğunlaşmaktadır. Son derece bilinçli bir politika ile kadınlar mutlak yoksulluğa mahkûm ediliyor.
“Hazinenin peşkeş çekildiği bankaların ekonomisinin büyüdüğünü biliyoruz. Beşli çetelerin, yandaş vurguncuların ekonomisinin büyüdüğünü biliyoruz. Fakat onların ekonomisi büyüdükçe halkın lokması her gün küçüldüğünü de biliyoruz.
"Kuru ekmekle yetinin diyorlar"
“Halka porsiyonları küçültün, kuru ekmekle yetinin diye buyuranlar kadınların, halkın ekmeğinden çalıp kendi saltanatlarını finanse etmektedir. Bunun da farkındayız.
"Tarlada, evde, fabrikalarda, atölyelerde, eğitimde, sağlıkta üretenlerin, kadınların, emeğinin karşılığından çalınmakta; yandaşın cebine aktarılmaktadır. İşte iktidarın büyümeden kastettiği bu kadar ceberut, bu kadar vicdansız ve karanlık ekonomi budur.
"Cezaevlerini işkencehaneye çevirdiler"
"Önemle değinmek istediğim bir başka konu ise işkencehaneye çevirdikleri cezaevleridir. İnsanlık dışı tecrit uygulaması yetmiyor, hak ihlalleri yetmiyor, sahte ATK raporları ile ağır hasta mahpuslara eziyet etmek ve ölümlerine sebebiyet vermek yetmiyor, infaz yakmalar yetmiyor, mahpuslara ağır fiziki işkenceler yapıyorlar.
"Nasıl her gün kadınlar katlediliyorsa aynı şekilde neredeyse her gün cezaevinden bir cenaze çıkıyor. Bu ölümler şüpheli olarak tanımlansa da cenazeler üzerindeki ağır işkence izleri şüpheyi dahi ortadan kaldırıyor.
Aysel Tuğluk'a düşmanlık
"En son Ferhat Yılmaz’ın cenazesi üzerindeki izler aslında her şeyi bizlere çok açık ve net olarak gösteriyor. Üstelik bununla da yetinmiyorlar. Cenazeye de işkence ettiklerini görüyoruz ve buna tanıklık ediyoruz. Cenaze aracı bile vermeyen bir zihniyetle karşı karşıyayız, cenazelerin dini vecibelerinin yerine getirilmesine engel olan bir zihniyetle karşı karşıyayız, cenaze törenine izin verilmiyor.
"Hafızasını gün be gün yitiren sevgili Aysel ve diğer ağır hasta mahpuslar için dünyanın dört bir yanından yapılan çağrılara bu kadar sağır kalınması bilinçli bir düşmanlık politikasıdır, kadın düşmanlığı ve Kürt düşmanlığıdır. Bunun farkındayız. Fakat biz düşmanlık siyaseti yürütmüyoruz. Biz, hakikat ve adalet mücadelesi yürütüyoruz.
Cezaevlerine selam
"Bu Kadın Meclisi toplantımızdan tekrar ifade ediyorum ki bütün yoldaşlarımızı her yerde ve her zaman, en güçlü, en sıkı şekilde sahiplenmeye devam edeceğiz. Her bir yoldaşımız bizim bir parçamızdır, değerimizdir, onurumuzdur. Cezaevlerine buradan güçlü bir selam gönderiyorum.
"Baskılarıyla, zulümleriyle bizlere teslimiyeti dayatanlar bilsinler ki, geçmişte olduğu gibi bugünde bedeli ne olursa olsun her zaman cesur ve kararlı olmaya devam edeceğiz.
"Kadınlardan sizden korkmuyor"
"Biz kadınlar sizden korkmuyoruz. Buradan söylüyorum kendilerine: Bizler korkacak olsaydık kırımdan geçirildikten sonraki zamanlarda korkardık.
"Bize sürekli reva görülen hapishane duvarlarından işkence tezgahlarından korkardık. Canımıza, malımıza kast edilirken korkardık. Bize yaşattığınız Newala Kasaba zulmünden sonra korkardık.
"Newala Kasaba'yı betona gömmek istiyorlar"
"Fakat siz korkuyorsunuz. Bugün Newala Kasaba’yı da o korkuyla betona gömmek istiyorsunuz. Ama kadınlar her yalana ve inkara karşı hafızayı daima diri tutar.
"Bundan sonra da tutacağından kimsenin kuşkusu olmasın. Asla unutmadık ve asla unutmayacağız. Kadınların hafızası bu ülkede gerçek bir yüzleşmeyi ve hesaplaşmayı mutlaka sağlayacaktır."