BM raporu: Türkiye Batı Asya’da kaçak efedrin yakalayan tek ülke, diazepam kullanımı yüzde 100 arttı
Prof. Dr. Sevil Atasoy BM Uyuşturucu Kontrol Kurulu’nun 2022 raporunu açıkladı.
Birleşmiş Milletler Uyuşturucu Kontrol Kurulu’nun (INCB) 2022 raporu Birleşmiş Milletler Uyuşturucu Kontrol Kurulu Üyesi ve önceki Başkanı, Üsküdar Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Sevil Atasoy tarafından dünyayla eş zamanlı açıklandı.
Açıklanan raporda Türkiye’nin 2021 yılında 22.2 ton ile rekor miktarda eroin yakaladığı ve bu miktarın 2019’a göre yüzde 79 artış anlamına geldiği yer alıyor. Raporda eroinle beraber metamfetamin yakalamalarında da büyük artış gözlemlendiği açıklandı. Rapora göre, ülkede 2019’da 1 ton, 2020’de 4.1 ton ve 2021’de 5.5 ton metamfetamin ele geçirildi. Raporda belirtilen bir başka bulgu ise Türkiye’de diazepam kullanımının yüzde 100 arttığı.
Türkiye, dünyada en yüksek morfince zengin afyon ham maddesi stoku bulunan ülke
Raporda Türkiye’de opiyat hammaddelerinin arz ve talebine ilişkin verilerde morfince zengin haşhaş hasadının önemli ölçüde arttığı da belirtiliyor. Bu rapora göre, Türkiye 69 ton ile morfince zengin afyon ham maddesinin üretiminde dünya üçüncüsü ve 303 ton ile dünyada en yüksek morfince zengin afyon ham maddesi stoku bulunan ülke. Aynı zamanda Afganistan’daki metamfetamin üretiminin kaygı uyandırdığının belirtildiği bölümde İran ve Türkiye’nin yakalamalarda büyük artış bildirdiği belirtildi.
‘Türkiye’de madde bağlantılı ölümlerin yüzde 31.2’si metamfetamine kaynaklı’
Türkiye’de 2022 yılında gerçekleştirilen narkotik operasyonların vurgulandığı raporda, Güney Amerika’dan Türkiye’ye önemli miktarda kokain kaçakçılığının gerçekleştirildiğine işaret edildi ve Türkiye’nin Ortadoğu ve Avrupa piyasaları için transit ülke konumunda olduğu kaydedildi. “Türkiye, metamfetamini ciddi bir halk sağlığı sorunu olarak bildiriyor. Hem kaçakçılığında artış hem de metamfetamine bağlı ölüm sayısında artış. Madde bağlantılı ölümlerin 2018’de yüzde 6.2’si, 2020’de 31.2’si metamfetamin yüzünden” ifadelerinin kullanıldığı raporda Türkiye’deki suç örgütlerinin muhtemelen opiyat fiyatlarındaki düşüş nedeniyle kokaine döndüğü değerlendirmesinde de bulunuldu.
Pandemi sebepli tam kapanma dönemlerinde MDMA (ekstazi), kokain ve esrar kullanımında azalma yaşandığı ancak sonrasında eski düzeyine geri dönüldüğü de raporun bir başka bulgusu. Metamfetamin kullanımının tam kapanma döneminde artmaya devam ettiği söylenen raporda “Yasal pregabalin kullanımında artış var. Piyasa daha kolay bulunan, daha ucuz maddelere yöneliyor” ifadeleri kullanıldı.
‘Balkan Yolu’nda eroin yerine metamfetamin kaçakçılığı yapılıyor olabilir’
“2020’de Balkan ülkelerinde eroin yakalaması azaldı. 2021’de Bulgaristan deniz yoluyla taşımacılık yapıldığını ileri sürüyor. Eroin yerine Balkan Yolu’nda metamfetamin kaçakçılığı yapılıyor olabilir” tespitinin yer aldığı raporda, Türkiye’nin morfince zengin haşhaş kapsülü konsantresinden morfin anhidrit eldesi AMA’de (CPS) 48.4 ton ile dünyada ikinci sırada olduğu belirtildi.
Prof. Dr. Atasoy: Dünyada en fazla P2P yakalamış olan ülkeyiz
Kovid-19 sürecinde Türkiye’nin 14.5 kilogram ile remifentanil ithalatında, yarım ton ile Pethidine tüketiminde dünya birincisi ve 70 kilogram ile Allobarbital ihtiyaç belirtiminde dünya üçüncüsü olduğu belirtildi. Amfetaminin yasadışı imalatında kullanılan öncüllere de dikkat çekilen raporda efedrin ve psödoefedrinin metamfetamin imalatında da kullanıldığı belirtildi. Türkiye’nin yasal psödoefedrin ithalatında dünya üçüncüsü olduğuna yer verilen raporda Batı Asya’da kaçak efedrin yakalayan tek ülkenin Türkiye olduğu, Avrupa’da Bulgaristan’da 2.6 milyon tablet psödoefedrin ele geçirildiği, menşeinin Türkiye olduğu kaydedildi. Prof. Dr. Atasoy “Öte yandan amfetamin eldesi için kullanılan maddelerin arasında P2P dediğimiz bir başka kimyasal var. Dünyada en fazla P2P yakalamış olan ülkeyiz. Bu da Türkiye’de ya da bölge ülkelerde metamfetamin imalatının olabileceğini bize gösteren bir başka bulgu. Yani öncül yakalanıyorsa imalat da olabilir” ifadelerini kullandı.
2021’de dünyada yakalanan asetik anhidridin yüzde 60’ı Türkiye’de ele geçti
Rapora göre 2021’de dünyada yakalanan asetik anhidridin yüzde 60’ı Türkiye’de ele geçti. Bu 36.300 litre ile 2020’nin 3 katı. Raporda aynı zamanda bu sene Afganistan’da 270 ila 320 ton saf eroin elde edileceği öngörülürken, bunun için 270 bin ile 800 bin litre anhidrit gerektiği, Türkiye’nin ise Avrupa ile Afganistan arasında transit konumda bulunduğunun altı çiziliyor. Rapor Türkiye’de asetil klorür yakaladığını da bildirdi.
‘Esrarın kontrollü kullanımı ile sineğin ısırığından kaçalım derken, yılanın ısırmasına sebep veriliyor’
Bazı ülkelerde esrarın tedavi dışı kullanımının yasallaştırılmasına yönelik gelişmelerin de analizinin yapıldığı raporda esrarın yasallaştırılmasının etkileri, esrar tüketimi, halk sağlığı, yol güvenliği, yasadışı cannabis piyasaları ve ekonomiye ilişkin bilgiler de yer aldı. Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan ise özellikle bazı ülkelerde esrar kullanımının yasallaştırılmasının sakıncalarına dikkat çekti.
Depremden sonra hayatın normalleşmesi gerektiğine aksi durumda toplumsal ruh sağlığının bozulacağına işaret eden Tarhan “Travmalarda madde ve alkol kullanımı artıyor. Yasadışı madde trafiği azalmış olabilir ama alkol kullanımının arttığını söyleyebiliriz. Birleşmiş Milletler Uyuşturucu Kontrol Kurulu bu yılki raporda özellikle esrar konusu üzerine eğildi. Dünyada bu maddenin kullanımı ile ilgili beklentiler planlananın dışında gerçekleşti. Özellikle yasadışı kullanımı engellemek için kontrollü kullanım olması üzerine çalışıldı. Belirli yerlerde kullanım olması, alan ve satışını yapanların belirli olması ile takibin kolay olacağı düşünüldü. Kuzey Avrupa’da ve Amerika’da kullanım yaygınlaştı. Fakat bu planlama maddenin yasadışı kullanımını azaltmaya yetmedi, aksine daha çok artırdı. Kontrollü kullanım ile sineğin ısırığından kaçalım derken yılanın ısırmasına sebebiyet veriyorlar” diye konuştu.
‘Önümüzdeki on yıllarda cannabis maddesi tekrar sanık sandalyesine çıkacaktır’
Suç faaliyetlerinin azalması hedeflenirken yasadışı pazarlarda cannabis arzının daha çok arttığını söyleyen Prof. Dr. Tarhan, “Bu durum bir paradoks içeriyor. Pazar azalsın, kullananlar açık kullansın derken kullanmayı farkında olmadan yaygınlaştıran bir etki yaratıldı. Önümüzdeki on yıllarda cannabis maddesi tekrar sanık sandalyesine çıkacaktır. Kullanıma ceza verilmemesi toplumlarda legalleşme olarak algılandı, suç olmaktan çıkarılmış gibi anlaşıldı. ‘Eczanelerde satışı yapılıyor, neden kullanmayayım ki?’ diyenleri ikna etmek de zorlaşıyor” dedi.
‘12 yaş üzerinde esrar kullanımı arttı’
Madde kullanımının psikotik hastalıkların artmasında etkili olduğunu vurgulayan Tarhan, “Ergenlerin madde kullanımı istatistiklerinde ciddi artış var. 12 yaş ve üzerinde esrar kullanımı yüzde 16.5’tan yüzde 24.5’a yükselmiş. Aynı zamanda intihar, kendini zehirleme, majör depresyon ve depresif semptomların dünya genelindeki ergenlerde artış hızını gösteren istatistikler de var. Özellikle 2008’den itibaren artış olduğunu söylemek mümkün. 2012’den sonra pik yapmış. Ergenlere ilişkin istatistiklerdeki artış pandemiden bağımsız. Henüz resmi rakamlar açıklanmamış olsa da uzmanlar olarak pandemide daha da arttığını düşünüyoruz” diye konuştu.
‘Esrarın yanındaki gizli ortak metamfetamin, bu madde Türkiye’de üretiliyor ve kullanılıyor’
Tarhan, madde kullanıma bağlı psikotik vakalarda hastane başvurularının yüzde 30 arttığını söyleyerek “2010-2018 arasında küresel cannabis kullanımı sonrası gelişen bağımlılıklarla ilgili sağlık sorunları nedeniyle hastaneye başvurular 8 kat arttı. Esrar kullanımına bağlı şizofreni gibi psikotik bozukluklarla ilgili başvurular da 4 kat arttı. Esrarın yanında gizli bir ortak daha var. O da metamfetamin. Metler Türkiye’de sentetik olarak çok üretiliyor ve kullanılıyor” dedi.
‘Ya politikalar değiştirilmeli ya da bağımlılıkla mücadele için özel bütçe ayrılmalı’
Esrar kullanımına bağlı araç kazalarının da arttığını belirten Tarhan, sözlerini şöyle tamamladı:
“Tüm istatistikler esrar kullanımı ile ilgili dünya politikalarının gözden geçirilmesi gerektiğini gösteriyor. Cannabis endüstrisi çok hızlı bir şekilde büyüyor. Suç olmaktan veya ceza kapsamından çıkarmak, yasalaştırmak gibi kavramlar karıştırıldı. Tıbbi kullanımın yasalaştırıldığı algısı yerleşti ama bu algıyı değiştirmeye yönelik yeni algı çalışmalarının yapılması gerekiyor. Sigaranın kullanımına gösterilen hassasiyetin 5 misli fazlası esrar kullanımına karşı gösterilmeli. Sigara için alınan önlemler esrar için de alınmalı. Sigara içmeyen bir kişi esrar kullanabiliyor. Elektronik sigara şeklinde kullanımı da ayrıca bir tartışma konusu. Kovid döneminde suç trafiği azalsa da bu durumun madde kullanımını azalttığını söyleyemeyiz. Mevcut politikalara devam ediliyorsa devletler bağımlılıkla mücadele için ayrıca bütçeler ayırmalı. Özetle ya politikalar değiştirilmeli ya da özel bütçe ayrılmalı.”