Avrupa Komisyonu: Türkiye'de hukukun üstünlüğü ve yargının bağımsızlığı bozulmaya devam ediyor
AB Komisyonu raporunda "Hukukun üstünlüğü ve yargının bağımsızlığının bozulmaya devam etmesi konusundaki ciddi endişeler, Türkiye tarafından inanılır bir şekilde ele alınmamıştır" denildi.
Avrupa Birliği Komisyonu'nun, "Batı Balkanlar ve Türkiye'nin 2021 Genişleme Stratejisi Belgesi ve Türkiye'ye ilişkin Ülke Raporu"nda, Türkiye'nin insan hakları, demokratik kurumlar, hukukun üstünlüğü ve dış politikada kendisinden beklenen adımları atmadığı belirtildi.
Amerika'nın Sesi'nde yer alan habere göre, AB Komisyonu’nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Oliver Varhelyi, AB'nin 2021 Genişleme Stratejisi Paketi ve ülke raporlarını Avrupa Parlamentosu Dışişleri Komisyonu'na sunuşunun ardından basın toplantısı düzenledi ve AB'ye katılmak isteyen 7 ülke; Arnavutluk, Bosna-Hersek, Kosova Karadağ, Kuzey Makedonya, Sırbistan ve Türkiye'deki katılım sürecinin durumunu değerlendirdi.
'2021'DE DİYALOG VE İŞBİRLİĞİ ARTTI'
Türkiye'nin, "göç, terörle mücadele, ekonomi, ticaret, enerji ve ulaşım gibi temel ortak çıkar alanlarında kilit bir ortak olmaya devam ettiğini" vurgulayan Varhelyi, "Bu kapsamda iklim ve göç üzerine üst düzey diyaloglar gerçekleştirildi ve bunu sağlık üzerine bir diyalog izledi. 2019 yılı Haziran ayında Konsey, Türkiye'nin Avrupa Birliği'nden uzaklaşmaya devam ettiğini ve Türkiye'nin katılım müzakerelerinin fiilen durma noktasına geldiğini ve başka fasılların açılması veya kapanmasının düşünülemeyeceğini yineledi. Bu değerlendirmenin altında yatan gerçekler hâlâ geçerli: Hukukun üstünlüğü, temel haklar ve yargı bağımsızlığındaki kötüleşme devam ediyor. Bununla birlikte, 2021'de Türkiye ile diyalog ve işbirliği arttı" diye konuştu.
'AB'NİN CİDDİ ENDİŞELERİ İNANILIR BİR ŞEKİLDE ELE ALINMADI'
Raporun Türkiye bölümünde, Türkiye'deki temel haklar ve hukukun üstünlüğü alanındaki gerilemenin devam ettiği, Türkiye'de parlamento ve temel kurumların zayıflatılmasından doğan sorunların sürdüğü, Merkez Bankası başkanının iki kez değiştirildiği, ekonomideki işleyişe ilişkin kaygıların arttığı, politik çoğulculuğun zayıflatıldığı, Güneydoğu'daki durumun hala endişe verici olmaya devam ettiği, halen HDP'nin 4 bin üyesinin hapiste tutulduğu, sivil toplum alanında ciddi gerilemenin sürdüğü, Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş'ın AİHM kararlarına rağmen hapiste tutulmaya devam ettiği belirtildi.
Türkiye'nin bu konularda ciddi adımlar atmadığı eleştirisi getirildi: "AB'nin hukukun üstünlüğü, temel hakların ve yargının bağımsızlığının bozulmaya devam etmesi konusundaki ciddi endişeleri, Türkiye tarafından inanılır bir şekilde ele alınmamıştır. Türkiye'nin siyasi sistemdeki etkin kontrol ve dengelerin zayıflamasını ele alarak bu olumsuz eğilimi öncelikli olarak tersine çevirmesi gerekiyor."
DOĞU AKDENİZ'DEKİ GERİLİM: 'AB ÜYE DEVLETLERİN ÇIKARINI SAVUNACAK'
Türkiye'nin, dünyadaki en büyük mülteci topluluğuna ev sahipliği yapmak ve ihtiyaçlarını karşılamak için önemli çabalar göstermeye devam ettiği, Kıbrıs ve Yunanistan ile yaşanan sorunlarda tansiyon düşürülse de, ilişkilerin normalleşmesi sürecine Türkiye'den aktif destek beklendiği, hükümetin Maraş açılımının ise endişe verici olduğu ifade edildi.
Yunanistan ile yaşanan Doğu Akdeniz krizine geniş ye ayırılan raporda, şu ifadelere yer verildi: "Uluslararası hukuku ihlal eden tek taraflı eylemlerin veya provokasyonların yenilenmesi durumunda, AB, kendi çıkarlarını ve üye devletlerinin çıkarlarını savunmak için elindeki tüm araçları ve seçenekleri kullanacaktır. Türkiye'nin, Kıbrıs sorununun BM çerçevesinde adil, kapsamlı ve uygulanabilir bir çözümüne yönelik müzakereleri aktif olarak desteklemesi bekleniyor."
Raporda ayrıca, "Üyelik yükümlülüklerini üstlenme kabiliyeti ile ilgili olarak, Türkiye'nin AB müktesebatına uyumu çok sınırlıydı ve oldukça geçici bir temelde sürdürüldü" tespitine de yer verildi.
İklim değişikliğine ilişkin Paris Anlaşması'nın Türkiye tarafından onaylanmasını memnuniyetle karşılandığı da vurgulandı.