Araştırma: Demokrasi zayıfladığında ölümler artıyor
Bir araştırmaya göre, demokratik aşınma, ilaç zehirlenmelerine ve damar yoluyla uyuşturucu kullanımından kaynaklanabilecek bulaşıcı hastalıklara kıyasla çok daha yüksek düzeyde ölüme neden oluyor.
Son yıllarda ABD'de oy verme hakkı mercek altına alındı; Yüksek Mahkeme’de bir oturumda birden fazla dava açıldı. Syracuse Üniversitesi’nden araştırmacıların yaptığı yeni bir araştırma, meselenin siyaset dışında da etkileri olabileceğini ortaya koydu.
Sosyoloji profesörü Jennifer Karas Montez öncülüğünde yürütülen araştırma, demokratik aşınma ile artan ölümler arasındaki muhtemel bağlantıyı araştırdı. Araştırmanın ayrıntıları Milbank Quarterly adlı site tarafından çevrimiçi olarak yayınlandı.
Montez, ekibinin, ABD'de çalışma çağındaki yetişkinlerin ölüm oranlarının Covid-19 pandemisinden önce neden yüksek olduğunu ve yükselmeyi sürdürdüğünü daha ayrıntılı biçimde anlamayı amaçladığını belirtti. Daha eski çalışmalar, bunda emeğe ilişkin politikaların, ateşli silahlara dair politikaların ve bundan daha fazlasının rol oynadığını ortaya koymuş, ancak tam bir açıklama getirmemişti. Hâl böyleyken, ekip, demokrasinin zayıflamasıyla muhtemel bir bağlantı olup olmadığını araştırmaya yöneldi.
GÜÇLÜ BİR DEMOKRASİ DAHA UZUN BİR ÖMÜR SAĞLIYOR
Montez, “Başka ülkelerde yapılan araştırmalar, güçlü demokrasilerin eğitime yatırım yaptığını, her vatandaşa ekonomik fırsatlar sunduğunu ve insanların tercihleriyle uyum gösteren politik kararlar aldığını ortaya koyuyor. Bunun sonuçlarından biri, daha güçlü demokrasilerin daha düşük şiddet suçu ve daha yüksek mutluluk ve yaşamsal tatmin seviyesine ulaşmaları. ABD’de yapılan araştırmalar, yalnızca demokratik aşınma algısının bile endişe, depresyon, zararlı madde kullanımı ve uyku sorunlarına neden olabileceğini gözler önüne seriyor" dedi.
Demokratik aşınma, hedef alınan seçmenleri listelerden temizlemekten, uzaktan oylamaya imkân tanımamaya ve seçim bölgelerini partizanca yeniden belirlemeye olanak sağlamaya kadar pek çok biçimde ortaya çıkabiliyor. Montez, bu durum için Kuzey Carolina’nın en isabetli örnek olduğu görüşünde.
Montez, bunu şu sözlerle açıkladı: “2018 yılında Cumhuriyetçilerin iki partili seçimde oyların yüzde 50’sinden biraz fazlasını kazanmalarına karşın, eyalet kongresindeki sandalyelerin yüzde 77’sini aldıkları durumu düşünün. İşte bu, hormonlu bir seçimde oynanan ayak oyunudur."
Araştırma, Eyalet Demokrasi Endeksi’nden sağlanan verileri ve tüm sebeplerden ötürü yaşanan ölümlerle bağlantılı yaşamsal istatistik verilerini kullanarak, ABD’de var olan seçim demokrasisindeki değişimlerin, 2000-2019 yılları arasında 25-64 yaş arası yetişkinler arasında ölüm riskindeki değişimleri nasıl etkilediğini inceledi. Ekip, bu veriler arasında bazı bağlantılar keşfetti.
Montez, bu bağlantıları şöyle anlattı: “En sağlam kanıtların bir kısmı, uyuşturucu kullanımı, şiddet içeren suçlar ve hapsedilme gibi ‘sosyal işlev bozukluğu’ diye anabileceğimiz bazı göstergelere işaret ediyordu. Demokratik aşınma, ilaç zehirlenmelerine ve genellikle damar yoluyla uyuşturucu kullanımından kaynaklanabilecek bulaşıcı hastalıklara kıyasla çok daha yüksek düzeyde ölüme neden oluyor.”
DEĞİŞİM HIZLI ADIMLARIN ÖNÜNÜ AÇABİLİR
Araştırma, belirli bir eyaletin seçim demokrasisini ortalama bir düzeyden çok daha yüksek bir düzeye yükseltmesi halinde, tüm nedenlere bağlı ölüm oranının önümüzdeki yıl içinde yüzde 3’ten daha düşük bir oranda gerçekleşmesini öngörüyor. Bilhassa ilaç zehirlenmesi ve bulaşıcı hastalık ölümleri söz konusu olduğunda, bu düşüş tahmini yüzde 13’e kadar ulaşıyor.
Şayet eyaletlerin hepsi de çok yüksek bir demokratik düzeye yükselirse, araştırmacılar, potansiyel olarak her yıl 20 binden fazla çalışma çağındaki insanın ölümünün engellenebileceğini öngörüyor ve sorunun çözülmesinin hem eyalet hem de federal düzeyde hızlı adımların önünü açacağını belirtiyor.
“Kimi kilit öneme sahip eylemler arasında, seçim bölgelerinin partizanca değiştirilmesinin yasaklanması, seçmen haklarının güçlendirilmesi ve kampanya finansmanı yasalarında reform yapılması yer alıyor” diyen Montez, “Kongre, 2021’de yürürlüğe giren ‘Oy Kullanma Özgürlüğü Yasası’ gibi yasaları kabul ederse, dişe dokunur bir ilerleme sağlanabilir. Bu ulusal mevzuat, oy sandığına erişim, seçim bütünlüğü ve güvenliği, seçim bölgelerini yeniden belirleme ve kampanya finansmanı yasalarında büyük iyileştirmeler sağlayacak" öngörüsünde bulundu.