"Ahlak polisi"nin Mahsa'yı başına vurarak öldürdüğü kanıtlandı
Başörtüsü "uygunsuz" olduğu iddiasıyla karakola götürülen, ardından kaldırıldığı hastanede ölen Mahsa Amini'nin kayıtları bir haktivist grupça ele geçirildi. İncelemede Mahsa'nın başına aldığı çok sayıda darbeye bağlı kırıklar nedeniyle öldüğü görüldü.
Tahran'da "ahlak polisi"nce "tesettür kuralları"na uygun örtünmediği gerekçesiyle karakola götürülen 22 yaşındaki Mahsa Amini'nin başına aldığı ağır darbeler sonucunda can verdiği tıbbi raporlarla kanıtlandı.
İran emniyeti ve Ahlak Polisi genç kadına fiziki temasta bulunulmadığı ve gözaltına alındıktan sonra "kalp krizi" geçirerek öldüğünü iddia ediyordu.
Ancak gerçek, bir hacktivist grubun Amini'nin öldüğü hastanenin bilgisayarından elde ettiği tomografi (CT) görüntülerinin tıbbi değerlendirmesiyle ortaya çıktı. İran dışından dijital yayın yapan muhalif Iran International'a ulaştırılan tomografi (CT) taramasında, Amini'nin ölümünün kafatasında oluşan çatlak ve kırıklardan doğan beyin ödemine bağlı olduğu görüldü.
Darp sonucu koma
Iran International'ın elde ettiği bilgilere göre, polis gözetiminde bulunduğu sırada ölen Mahsa Amini'nin kafatası CT taramasında kemik kırığı, kanama ve beyin ödemi görülüyor.
Bir hacktivist grup tarafından İran International'e ulaştırılan tıbbi belgeler ve onlarca özel görüntü, kafasının sağ tarafına aldığı şiddetli bir travmanın yol açtığı kafatası kırığını açıkça gösteriyor. Bu bilgi ailesi ve doktorlarının Mahsa'nın başının birden çok kez darp edildiğine ilişkin açıklamalarını doğrularken İran polisinin genç kadının kalp krizi geçirdiği iddiasının doğru olmadığını da ortaya koyuyor.
Göğüs taramalarında da iki yanlı yaygınIran International'ın öğrendiğine göre, dini polis nezaretinde ölen İranlı kadın Mahsa Amini'nin kafatası BT taramasında kemik kırığı, kanama ve beyin ödemi görülüyor.
Bir hacktivist grup tarafından İran Enternasyonali'ne gönderilen tıbbi belgeler ve düzinelerce özel görüntü, kafasının sağ tarafında, kafatasına aldığı şiddetli bir travmanın neden olduğu bir kafatası kırığını canlı bir şekilde gösteriyor ve bu, ailesi ve doktorlarının onun vurulmasıyla ilgili daha önceki açıklamalarını doğruluyor. İran polisinin kalp krizi geçirdiği iddiasının doğru olmadığını defalarca kafasına vurdu.
Göğüs taramalarında da iki yanlı yaygın alveoler kanama ve aspirasyon pnömonisine bağlı hasar, sekresyon retansiyonu ve üst üste binen enfeksiyonlar görülüyor. Doktorlar sonuçların beyin travmasına bağlı akut solunum sıkıntısı sendromu ile uyumlu olduğunu söylüyor.
22 yaşındaki kadının başörtüsü polisi tarafından gözaltında ölümü, İranlılar arasında infiallere ve farklı şehirlerde birçok rejim karşıtı protestoya yol açtı.
Öldüğü hastaneden bir kaynak Cumartesi günü Iran International'a kafasına aldığı "birden fazla darbe" sonrasında beyin dokusunun ezildiğini ve Amini'nin tepki veremez ve beyin ölümü gerçekleşmiş halde başkent Tahran'daki Kasra Hastanesine götürüldüğünü söyledi.
Kaynak, hastaneye getirildiğinde Mahsa'nın akciğerlerinin kanla dolu olduğunun ve "canlandırılamayacağının" açık olduğunu da sözlerine ekledi.
Bu kaynak, Mahsa'nın "beyin dokusu ciddi şekilde hasar gördüğü için ne kurtarılabilir ne de ameliyat edilebilir durumda olduğunun ve hastanın tek bir yumrukla yaralanmadığı ve kafasına çok sayıda darbe almış olması gerektiğin de açık" olduğunu söyledi.
Devlet yalanları
Ailesinin, Mahsa'nın zamanında müdahale edilmediği için komaya girdiği ve öldüğünü ileri süren beyanlarına rağmen Cumartesi akşamı bir TV kanalına konuşan İran İçişleri Bakanı Ahmed Vahidi, Amini'nin tıbbi tedavisinin eksiksiz ve zamanında yapıldığını iddia etmişti.
Öte yandan İslam Cumhuriyeti yetkilileri de Mahsa Amini'nin çocukluğundan beri epilepsi ve kalp hastalığı olduğunu söylemiş ancak bu iddialar ailesi tarafından reddedilmişti.
İran'ın başkenti Büyük Tahran Emniyet Müdürü Hüseyin Rahimi, Pazartesi günü de Mahsa'nın ölümündeki sorumluluklarını reddetmeyi sürdürdü. Genç kadının geçen hafta başörtüsü "uygunsuz" olduğu için bir parkta yürürken ahlak polisince durdurulduğunu söyledi.in.
Rahimi, Amini'nin polis memurları tarafından dövüldüğü iddialarını yalanlayarak, "polise karşı korkakça suçlamalar yöneltildiğini" söyledi.