8 ayda cezaevlerinden 43 cenaze çıktı
Diyarbakır'da cezaevlerindeki ölümlere ilişkin yapılan açıklamada, “Nazi Almanya’sının gaz odalarına dönüşmüş cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerini görmezden gelinmemelidir" denildi.
MED-TUHAD FED (Med Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Hukuki ve Dayanışma Dernekleri Federasyonu) ve TUAYDER (Tutuklu ve Hükümlü Aileleri ile Dayanışma Derneği) öncülüğünde Diyarbakır’da basın açıklaması yapıldı. HDP ve ÖHD de basın açıklamasına katılarak desteklerini ifade etti. Açıklamada hasta tutsakların durumuna ilişkin TUAYDER Eş Başkanı Mehmet Gündüz basın metnini okudu.
Mehmet Gündüz, "Bu kriz halinin en yoğun yaşandığı yer, uyduruk gerekçeler ile iktidarın noteri haline gelmiş yargının eli ile mahkûm edilmiş binlerce tutsağın doldurulduğu cezaevlerindir. İdam cezasının fiili olarak uygulandığı merkezlere dönüşen cezaevleri, uygulanan baskıcı ve keyfiyetçi uygulamalarla, tüm inanışların temel ilkesi olan "yaşam hakkını" yok sayan merkezlerine dönüşmüştür" ifadelerini kullandı.
‘ATK SİYASİ İRADENİN EMİR VE TALİMATLARINI YERİNE BİR KURUMA DÖNÜŞMÜŞTÜR’
Toplumun, bir bütün olarak maruz kaldığı hukuksuzluk halinin en yoğun yaşandığı alanların başında cezaevlerinin geldiğini söyleyen Gündüz, sözlerine şöyle devam etti: "Covid, OHAL gibi gerekçelerle birer işkence merkezine dönüşmüş durumda. Her yönü ile derin krizler yaşayan hükümet, ahlak ve vicdandan yoksun politikalarının yaratmış olduğu enkazı gündemden düşürmek için neredeyse her gün cezaevlerinden bir cenazenin çıkmasına sebep olmaktadır. Hüküm süreçlerini tamamlamalarına rağmen idare gözlem kurulları tarafından uyduruk gerekçeler ile infazları yakılan/ertelenen tutsakların cezaevlerinden sağ çıkmamaları için yoğun uğraşlar veriliyor. Büyük mücadeleler sonucunda hastane sevki çıkarılan tutsaklar, cezaevleri giriş ve çıkışlarında çıplak arama gibi onur kırıcı uygulamalara maruz kalmaktadır. Ayrıca, kelepçe ile muayeneler yapılmakta, ring araçlarındaki yolculuk boyunca tam bir işkence hali yaşanmaktadır. Bunca haksızlık hukuksuzluğa rağmen, nadir de olsa, ağır hasta tutsaklar için cezaevinde bir başına yaşamını sürdüremez raporları verilmektedir. Bu raporlar, tamam siyasallaşmış, siyasi iradenin emir ve talimatları ile karar veren Adli Tıp Kurumlarınca (ATK) akıl ve bilim ile hiçbir alakası olmayan uyduruk gerekçelerle görmezden gelinip hasta ve ağır hasta tutsakların tahliyeleri engellenmektedir.”
'ER YA DA GEÇ HESAP VERECEKLER’
2022 yılının ilk 8 ayında cezaevlerinden çıkan 43 cenaze, cezaevlerinde yaşanan işkence halinin vardığı korkunç boyutu gözler önüne serdiğine değinen Gündüz, “Düşmanca yürütülen cezaevi politikalarının sonucu olarak, özellikle son bir hafta içerisinde hayatını kaybeden ağır hasta tutsaklar İbrahim Yıldırım, Mehmet Candemir ve Bazo Yılmaz cezaevleri işkence sistemini tüm çıplaklığı ile gözler önüne sermektedir.
Cezaevlerinde yaşanılan hiçbir ölüm doğal ölüm değildir. Bu ölümlerin sorumluları halkımızın ve bizlerin vicdanlarında çoktan mahkûm oldukları gibi er veya geç hukuk önünde hesap vereceklerdir. Başta Adalet Bakanlığı olmak üzere ilgili tüm kurumlar, Nazi Almanya’sının gaz odalarına dönüşmüş cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerini görmezden gelmemelidir.
Hiçbir insani değer ile bağdaşmayan ceza infaz yasası, bir an önce ağır hasta tutsaklar başta olmak üzere hasta tutsakların tahliyesine imkân sağlayacak şekilde değiştirilmelidir. Cezaevlerinde insani koşullardan uzak yaşam mücadelesi vermeye çalışan hasta tutsaklar bir an önce tahliye edilmeli veya infazları ertelenmelidir" dedi.