'10 Ocak'ı işsizlik, sansür, gözaltı ve tutuklamalarla karşılıyoruz'

'10 Ocak'ı işsizlik, sansür, gözaltı ve tutuklamalarla karşılıyoruz'

TGC ve TGS, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü nedeniyle açıklama yayınladı. Açıklamalarda, 'bayram' olarak ilan edilen 10 Ocak'ın, gazeteciler için artık kutlanmasının mümkün olmadığı ifade edildi.

Yarın 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü. Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) tarafından yayınlanan açıklamalarda gazetecilerin işsiz ve güvencesiz çalışma koşullarına dikkat çekildi. 

TGC açıklamasında, “10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nde bu yıl da demokratikleşme, çok seslilik, basın ve düşünceyi ifade özgürlüğünden söz edemiyoruz. Basın Kanunu’nun çıkarılması için verilen mücadele sonucu 1961’de gazeteciler için önce ‘bayram’ olarak ilân edilen, 1971’de ise basına uygulanan baskı nedeniyle adı ‘Çalışan Gazeteciler Günü’ olarak değiştirilen 10 Ocak’ta sansür, işsizlik, düşük ücret, sosyal güvencesizlik, sendikasızlık, gözaltı ve tutuklama gündemin ilk maddelerini oluşturuyor" ifadelerini kullanırken TGS'den yapılan açıklamada, "Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) olarak 10 Ocak’ı uzun yıllardır bir ‘mücadele’ günü olarak tanımlıyoruz. Günümüz Türkiye’sinde 10 Ocak’ı sadece ‘Çalışan Gazeteciler’ günü olarak tanımlamak oldukça zor. Çünkü sektördeki işsizliğin ülke ortalamasının iki katı olduğu, güvencesiz ve sendikasız çalışmanın yüzde 90’ı aştığı, 67 gazetecinin cezaevinde olduğu medya sektöründe 10 Ocak, kutlanmayı değil, mücadele edilmeyi gerektiriyor." denildi.

TGC'nin açıklamasında şunlar kaydedildi:

GAZETECİLERİN YÜZDE 30’U İŞSİZ

"180 ülke arasında basın özgürlüğü sıralamasında 154. sırada yer alan Türkiye’de gazetecilerin yüzde 30’u işsiz. İletişim fakültelerinden her yıl mezun olan binlerce gençten ancak yüzde beşi medya sektöründe iş bulabiliyor. İktidar baskısıyla halkın haber alması engelleniyor ve gazeteciler sadece işlerini yaptığı için gözaltına alınıyor, hapis cezası alıyor. 70 gazeteci halen cezaevinde tutuluyor.

GAZETECİLERİN KIDEM TAZMİNATI ÖDENMİYOR

10 Ocak’ın sağladığı haklar gazetecilere kullandırılmazken ülkede gazetecileri bekleyen sıkıntılar ve tehlikeler de giderek artıyor. Basın sektöründe haberin görünmediği gazetelerini satamayan, televizyonlarını izlettiremeyen medya patronları zararı kapamanın yolunu işten gazeteci atmakta buluyor, kıdem tazminatı bile ödemiyor.

GAZETELERİN YAŞAM KAYNAKLARI KESİLMEYE ÇALIŞILIYOR

Yalnızca iktidara biat eden gazetecilere devletten ve çeşitli kaynaklardan olanak sağlanırken kamuoyunu haberle buluşturmak isteyen yaygın ya da yerel bağımsız gazeteler çeşitli ekonomik baskılar altına alınıyor.

Basın İlan Kurumu bu tür gazetelere sudan bahanelerle ilan kesintileri uyguluyor, bu gazetelerin yaşama kaynaklarını kesmeye çalışıyor.

5953 sayılı yasayla çalışanlar lehine değiştirilen 212 sayılı Basın İş Kanunu’na göre basın kartı gazetecilerin kimliği kabul ediliyor. Bu kimliği olmayanlara ‘gazeteci değildir’ deniliyor. Ancak gerçekte basın kartı olmayan, fiilen gazetecilik yapanların sayısı, basın kartı olanların en az iki katına ulaştı. Meslektaşlarımız düşük ücretle, güvencesiz olarak çalıştırılıyor.

BİNLERCE GAZETECİNİN BASIN KARTI ‘İNCELEMEDE’ DİYEREK VERİLMİYOR

TBMM’den geçen torba yasayla gazetecilerin erken emekli olmasını sağlayan yıpranma hakkı basın kartı şartına bağlandı. İletişim Başkanlığı ise binlerce gazetecinin basın kartını gerekçe belirtmeden ‘incelemede’ diyerek vermiyor. Basın kartlarını alamadıkları için gazeteciler yıpranma hakkından mahrum ediliyor, dava açmak zorunda bırakılıyorlar.

RTÜK ise iktidarın hoşuna gitmeyen haberleri yayınladıkları için bağımsız televizyonlara ağır para cezaları ve yayın durdurmayla sansür uyguluyor. Halkın haber alma hakkını engelliyor.

10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nde iktidar ve muhalefeti gazetecilik mesleğinin yapılmasının önündeki engelleri kaldırmaya çağırıyoruz.

Kamu kurumları olması gereken BİK, RTÜK ve İletişim Başkanlığı’nı bağımsız medya kuruluşlarını ve çalışanlarının iş güvenliğini, çalışma koşullarını zora sokan, halkın haber alma hakkını engelleyen uygulamalardan vazgeçmeye davet ediyoruz.

Gazeteciliği suç saymaya çalışan, gazetecileri potansiyel terörist görmek isteyen bir anlayış olsa da hak odaklı, insan odaklı gazeteciliğe gönül vermiş, yürekten inanmış gazetecilerin mesleklerini yapmaya devam edeceklerini kamuoyunun bilgisine bir kez daha sunuyoruz.”

TGS'nin açıklamasından satır başları ise şöyle:

GAZETECİLER ÜZERİNDEKİ BASKI: İŞSİZLİK

"Kayıtlı çalışan sayısına ilişkin verileri, sektördeki işsizlik rakamları ile birlikte değerlendirmek yararlı olacaktır. TÜİK verilerine göre Türkiye geneli işsizlik oranı 2016 ve 2017 yılında %10,9; 2018 yılında %11; 2019 yılında %13,7’dir. En son açıklanan Ağustos 2020 verilerine göre ise işsiz sayısı geçen yılın aynı dönemine göre %0,8 azalarak %13,2 seviyesinde gerçekleşmiştir. Yıl sonu işsizlik oranının ise, pandemi nedeniyle daralan ekonomik faaliyetler nedeniyle görece yüksek çıkması beklenmektedir. Ülkenin önemli meselelerinden birisi olan işsizlik sorunu, basın ve ifade özgürlüğüne yönelik engellerle boğuşan gazeteciler üzerinde daha yakıcı bir tehdit olmaktadır. Gazetecilik bölümü mezunları içinde işsizlik oranı TÜİK işgücü istatistiklerine göre 2016’da %19,2; 2017 yılında %19,1; 2018’de %23,8’dir. 20 Mart 2020’de açıklanan TÜİK işgücü istatistiklerine göre ise 2019 yılında bu oran %21,8’dir. 2018 yılında olduğu gibi 2019 yılında da gazetecilik bölümü mezunları, sosyal hizmet mezunlarının (%24) hemen ardından en yüksek işsizliğe maruz kalan kitle olmaktadır. Her ne kadar bir önceki yıla göre gazetecilik mezunları içinde resmi işsizlik oranı az da olsa bir düşüş gösterse de gazeteciler arasında işsizlik oranının kayıt dışı istihdam ile birlikte yüzde 25-30 seviyelerinde olduğu da tahmin edilmektedir. İşsizliğin görece yüksek olması, gazeteciler içinde güvencesiz çalışma koşullarının yaygınlaşmasına ve iş güvencesinin kırılganlığının artmasına neden olan önemli bir sorundur."

ORMAN KANUNLARINA SON VERMEYE ÇAĞIRIYORUZ

"Sonuç olarak 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nün 60. yılında gazeteciler, işsizlik, güvencesizlik, örgütsüz ve sağlıksız koşullarda çalışmaya zorlanmaktadır. Ayrıca kanunun tanıdığı haklar budanmakta, kalemleri üzerindeki baskılar artmaktadır. Türkiye Gazeteciler Sendikası olarak 10 Ocak’ın yeniden bir bayram havasında kutlanabilmesi için tüm gazetecileri dayanışmaya, birlikte mücadeleye ve basın sektöründeki orman kanunlarına son vermeye çağırıyoruz."

GAZETECİLERİN TEMEL SORUNLARI

TGS’nin yıl içinde yaptığı görüşmeler ve sahada elde ettiği veriler ışığında gazetecilerin temel sorunları özetle şu şekilde:

1- Kısmi çalışma ödeneğine başvurulan işletmelerde çalışan gazetecilerin gelirlerinde yaşanan düşüş,

2- Kısmi çalışma kapsamında olmasına rağmen tam zamanlı çalıştırılmaya devam etme,

3- Ücretsiz izine çıkartma nedeniyle gelirde düşüş,

4- Ücretsiz izne çıkartılmasına rağmen çalıştırılmaya devam etme,

5- İşten çıkarma yasağı nedeniyle işinden memnun olmayan gazetecilerin yaşadığı sorunlar,

6- Ücret ve kıdem tazminatı alacakları konusunda işverenlerle anlaşmazlıklar,

7- Pandemi ile birlikte evden çalışmaya geçen işletmelerde artan iş yükü,

8- Tatmin etmeyen ücret seviyesi,

9- İş sağlığı ve güvenliği önlemlerindeki yetersizlikler,

10- Pandemi nedeniyle daralan ekonomik faaliyetler nedeniyle gazetecilerin iş güvencesinde aşınma. Diğer bir deyişle işini kaybetme korkusunun artması,

11-  Kayıt dışı çalıştırılma,

12-  Farklı iş koluna kayıtlı basın kuruluşlarında istihdamdan dolayı TGS üyesi olamama.

10 OCAK ÇALIŞAN GAZETECİLER GÜNÜ OLARAK NASIL İLAN EDİLDİ?

4 Ocak 1961'de basın çalışanlarına bazı haklar ve yasal güvence sağlayan 212 sayılı Basın İş Kanunu Resmi Gazete ’de yayınlandı. Ancak dokuz gazete patronu, 212 sayılı yasaya ve Basın İlan Kurumu’nun oluşmasına ilişkin 195 sayılı yasaya karşı çıktılar. Akşam, Cumhuriyet, Dünya, Hürriyet, Milliyet, Tercüman, Vatan, Yeni İstanbul ve Yeni Sabah’ın patronları ortak bildiriye imza atarak gazetelerini üç gün kapattıklarını duyurdu. İstanbul Gazeteciler Cemiyeti  (TGC) ve İstanbul Gazeteciler Sendikası ise çalışanlarla birlikte karara katılmadıklarını açıkladı. Ellerinde “Simidimiz ve hürriyetimiz için”,  “Çalışan gazeteciye cop, patrona hazırlop” gibi dövizler taşıdılar. “Dokuz patron olayı” olarak basın tarihine geçen bu gelişme üzerine gazeteciler üç gün boyunca İstanbul Gazeteciler Sendikası çatısı altında ‘Basın’ adlı bir gazete yayımladı. Basın Gazetesi 11 Ocak günü yayına başladı ve üç günlük boykot sırasında yayınını sürdürdü. Üç gün süren bu dayanışmanın ardından 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Bayramı olarak kutlanmaya başlandı. 1971 yılındaki askeri müdahaleden sonra gazetecilere yönelik ağır baskılar nedeniyle günün adı, “10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü” olarak değiştirildi.

Etiketler : , , , , ,
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.